Girişimcilik fikirleri her dönem ilgi görüyor. Son yıllarda neredeyse herkesin dilinde ‘startup’ kelimesi, akıllardaysa mesaisiz ve patronsuz ‘kendi şirketini kurma’ hayali var. Peki, startup gerçekten bir hayal mi? Bir fikri alıp milyon dolarlık bir şirkete dönüştürmek ne kadar mümkün? Yeni başlayanlar için, 10 soruda startup’a giriş yapıyoruz…

Yenilikçi ve yaratıcı bir fikriniz varsa; girişimci olmak yani kendi işinizin patronu olmak için attığınız her adıma dikkat etmeniz gerekiyor. Hayallere kapılıp, durumun yalnızca olumlu yanlarını görüp ani kararlar vermeden önce, işi uzmanlarından dinlemenizde fayda var. Akademisyen kimliğinin yanı sıra her yıl 500’den fazla öğrencinin Oxford, Stanford, Harvard, Yale gibi üniversitelere yerleşmesi için destek sağlayan ve aynı zamanda Kieretsu Melek Yatırımcı Ağı Yönetim Kurulu Üyesi Gamze Sart startup hakkında en çok merak edilenleri Elele Aralık sayısında anlattı.

Girişimcilik Fikirleri: Her ‘Çok İyi Fikrim Var’ Diyeni Start-up Olarak Tanımlayabilir Miyiz?

Startup’ın üç özelliği vardır. Geliştirdiğiniz ürünün ya da hizmetin görünür olması, ulaşılabilir olması ve herkes tarafından satın alınabiliyor olması. İnovasyon yani yeni buluş getiren ve teknoloji üreten her firma startup olarak tanımlanıyor. Geleneksel iş kollarında performans gösterdiğinizde yaptığınız iş bir girişimciliktir. Örneğin bir takı dükkanı açmak. Startup olabilmek için mekan, zaman ve kullanılan araçların farklılığını sağlamanız gerekiyor. Bir dükkan yerine takılarınızı internet ortamına taşıdığınızda, fiziksel bir ortamdan dijital ortama geçirdiğinizde ya da gümüş ve altın yerine ‘recycled’ bir ürün kullanarak ürününüzü teknoloji ile birleştirdiğinizde startup olarak tanımlanıyorsunuz.

Kimler Startup Olabilir?

Herkes olabilir. Farklı düşünme ve yapılanma tarzlarına sahip kişiler, mesela disleksi olan insanlar buna çok yatkınlar. Varolan sistemin dışından bakabilen, mevcut sistemdeki farklılıkları görebilen insanlar, bu konuda kesinlikle çok daha üretken olabiliyor. Diğer taraftan bazı insanlar var ki çok iyi dinleyiciler. Biz onlara empatisi yüksek insanlar diyoruz. İşte bu empatisi yüksek insanlar sonradan startup olmayı öğrenebiliyor. Farklı kültürleri gören insanlar, mesela göçmenler, şartları itibarıyla daha az gelire sahip olanlar çok daha inovatif hareket edebiliyorlar. Kesin olan şey, kalabalığın içinde yokluk yaratıcılığı tetikliyor. Yalnız kaldığınız noktada o sessizlik anında sizdeki sizi bulduğunuz noktada inovasyon tetikleniyor.

Melek Yatırımcı Nedir ve Fikrin Hangi Aşamasında Melek Yatırımcı Arayışına Geçmek Gerekiyor?

Kendi öz gelirinden, kendi parasından bir şirket bağlantısı olmadan bireysel anlamda bir şirkete yatırım yapan kişi demek. Araba veya ev almak yerine bir startup’a para yatırıyorsunuz yani. Başvuruları üç ayrı seviyede inceliyoruz: İlk seviye A, kafanızda uçuşan bir fikrinizin olması yeterli. Var olan bir oluşum söz konusu ve fatura kesip kasasına para girmiş ama finansal olarak sıkıntılı olmakla birlikte ümit vadeden bir yapıysanız, sizin seviyeniz B. Yine melek yatırımcılara başvurabilirsiniz. Zarar ediyor olmanız önemli değil. C seviyesindeki, yani para kazanan bir yapı ve büyümek için daha çok desteğe ihtiyaç duyanlar, melek yatırımcılara başvurabiliyorlar.

Melek Yatırımcılar, Seçim Yaparken En Çok Hangi Kriterlere Dikkat Ediyor?

Öncelikle muhasebe anlamında doğru olmanız zorunlu. Sonra ürünün gerçekten çalışıyor olması şart. Ürünün piyasada mevcut rakiplerle kıyaslandığında yeterliliği ve benzerlikleri çok önemli. Buna ek olarak ‘ürününüzün üç yıl sonra ne olabileceği’ gibi sorulara cevap vermeniz gerekiyor. Melek yatırımcıya sunum yaparken; etik normda doğru bir insan veya takım olması, mecra ve ürünün bir fark yaratıyor olması en önemli konular. Örneğin Yemeksepeti, sanal ortamda herkesin ihtiyacını karşılayan çok iyi oluşturulmuş bir takım çalışmasıydı.

Türkiye’de Startup’lara Destek Olan Melek Ağları Hangileri?

Keiretsu Forum, Bird Angels, Galata Business Angels, TR Angels, İstanbul Startup Angels, Erban, Egiad ve Endeavor takip ettiklerimden. Girişimcilik fikirleri ancak destek gördüğü zaman gelişme imkanı bulabilir. Bu anlamda start upları destekleyen melek ağlar son derece önemli. Destek alan bir girişim hızlı bir şekilde büyüyebiliyor.

Ülkemizde Özellikle Kadın Girişimciler İle Alakalı Pozitif Ayrımcılık Söz Konusu Mu?

Tam aksine kadın yatırımcı gördüklerinde insanlar kaçınıyor. Teknoloji ve inovasyon alanında kadına karşı inanılmaz bir negatif algı var, çok enteresan. Bunun nedeni ne biliyor musunuz? Kız çocuklarının farklı şekilde yetiştirilmeleri. Kısıtlayarak büyütüyoruz kız çocuklarını. Çocuklarla oyun ve sanat terapilerinde bir çalışma yapıyorum; onlara beyaz bir kağıt vererek bir şey çizmelerini istiyorum. Kızlar tepsi ve mektupluk yaparken, erkek çocuklar uçak, füze veya gemi yapıyor. Ne yazık ki kız çocuklarına, ailenin sosyo-ekonomik seviyesi önemli olmadan pasif baskı uygulanıyor ve ev kadınlığına yönlendiriliyor. Ne acıdır ki, bunu yapan yine biz kadınlar… Bu nedenle rol model olan annelere büyük iş düşüyor.

Startup Kavramı Özellikle Gençler Arasında Bir Modaya Mı Dönüştü?

Bugünlerde fark edildi ki profesyonellik insanı öldürüyor; çünkü insanın doğasına aykırı. İşe başladıktan 80 ila 90 gün sonra, birisinin altında çalışmaktan, profesyonel çalışma hayatında bulunmaktan dolayı insanlar mutsuzlaşıyor. Startup girişimler de tam bu noktada ön plana çıkıyor. Ancak bu olguyu en çok destekleyenler de sanılanın aksine gençler değil, büyük kuruluşlar oldu. FANGS olarak nitelendirilen Facebook, Amazon, Netflix, Salesforce ve Google’ın önderlik yaptığı inovasyon ve yaratıcılık isteyen şirketler farkına vardılar ki; eski ve köhne kapitalizm, aslında insanlığın en önemli özelliği olan yaratıcılığı yok ediyor. Bu nedenle şirketler, insanların yerine robotları kullanmaya başladı. Yani profesyonelleşmeyi makineler üzerinden yapıyorlar. Ancak atlamayalım, bu robotlar sadece kopyalıyor, yeni bir şey öğretmiyor. İşte tam bu noktada insanları özgür kılıp yaratıcılığı teşvik etmek için de gençleri startup’lara yönlendiriyorlar. Ve evet gençler de bu oluşuma çok yatkınlar. Çünkü Z kuşağı özgür, sorumsuz… İş almak yerine, sevdiği az ama öz işi yapmak istiyor. Az ile yetinip köle olmamayı tercih ediyor.

Z Kuşağı Girişimciliğe Daha Hızlı Adapte Oluyor, Diğerleri Geç Kaldı Diyebilir Miyiz?

Hayır, aksine bugün kaliteli, uzun süreli ve sürdürülebilir birçok startup’a baktığınızda kurucu veya ortaklar genelde X kuşağı, yani 50-60 yaş civarındalar. Çünkü onlar daha uzun süreli hayat tecrübeleri, dayanıklılık veya direnç gibi özellikleri olduğu için daha başarılı oluyorlar.

Başarılı Türk Startup’lar Hangileri Sizce?

Yemek Sepeti, Insider, Pakolino, Düğün.com, Dolap, iyzico, Foriba, Paraşüt ve NovaNutrica gibi startupların çok başarılı olduğunu görüyoruz.

Startup Adayları, Hangi Alanlara Yönelmeli?

Önümüzdeki dönemde yaşlılık, en önemli konu olacak. İnsanların sağlıklı ve fit yaşlanma isteği ‘bio girişimciliği’ tepeye taşıyacak. Yani tarım ve çevre ile ilgili olaylar değişecek. İlaç ve fitoterapi alanları çok büyüyecek. İnsan hayatında daha fit ve yaşam kalitemizi artıracak işler çok önemli olacak; meditasyon veya uyku düzeneği aplikasyonu bunlara iyi birer örnek. Bunlara ek olarak eğitim, inanılmaz farklılaşacak. Ayrıca alternatif enerji, yapay zekalar ve siber güvenlik konularında dünya trendlerini görmek ve bu alanlara yönelmek gerekiyor. Girişimcilik fikirleri her geçen gün gelişerek farklı alanları da içine alıyor.