Maker hareketi için ve aklındaki fikri projeye ve ürüne dönüştürmek isteyen herkes için keyifle üretilen alanlar yaratmak büyük önem taşır. Yaratıcı işbirliğine teşvik etmesi gereken bu alanların düzenlenmesinde, fiziksel tasarımdan atölyeler geliştirmeye kadar vazgeçilmez bazı noktalar bulunur. 

Maker alanları STEM becerilerinin geliştirilmesi ve derinlemesine öğrenme için benzersiz fırsatlar sunar. Bazı temel stratejiler, fark yaratan maker alanları yaratmada yardımcı olabilir. Bu stratejilere kısaca bir göz atalım.

Erişimi ve yeni fikirleri teşvik etmek

Maker hareketi için her bir kişinin katılımı ve üretimi çok önemlidir. Tam da bu sebeple devasa ve ileri teknolojiye sahip alanlar yaratmaktan çok daha değerli olan, herkesin keyifle ve özgürce kullanabileceği alanlar yaratmaktır. Basit birkaç araçla bile öğrencilerin bağımsız fikirler geliştirebildiği alanlar ortaya çıkabilir.

Teknoloji, maker hareketin önemli bir parçası olmakla birlikte biricik ve en önemli kısmını oluşturmaz. Katılımı teşvik etmek, teknolojiden çok daha önemli sayılabilir. Bu nedenle, birkaç yapıştırıcı, kartonlar, kablolar gibi düşük maliyetli malzemelerle başlayabilir, zamanla malzemelerinizi arttırabilirsiniz.

Doğru atölyelerle öğrencileri yönlendirmek

Maker alanları söz konusu olduğunda öğrencileri üretime yönlendiren atölyeler, son derece eğitici ve keyiflidir. Bu mekanları birer hayal alanı olarak kurgulayabilirsiniz. Öğrenciler, kendi fikirlerini projelendirmek ve üretmekten keyif alırlar. Deneyip yanılırken hem eğlenir hem öğrenirler. Hata yapmanın yerini, yeni çözümler aramak alırken her bir fikrin ne kadar değerli olduğunu da fark etme şansı bulurlar.

Doğru atölyeler, genellikle üç farklı aşamadan oluşur. Bunlardan birincisi problemi tespit etmek ve tanımlamaktır. Öğrenciler, yaygın olarak problem üzerine çok düşünmeden çözüm aramaya yatkın olabilir. Ancak problemi doğru tanımlamaya zaman ayırmaları gerekir. İkinci aşamada beyin fırtınası yaparak özgürce fikirlerini ortaya atmaları gerekir. Bu aşamada ilk prototipler de ortaya çıkar. Daha sonra bu prototipler değerlendirilerek, yaratım aşaması başlar.

Bu üç aşamaya sahip olan atölyeler, çocuklara son ürün kadar gidilen yolun da önemli olduğunu gösterir. Doğru adımlar atmadan önce hata yapmaktan korkmamak gerektiğini öğreterek, fikir üretme cesareti göstermelerini sağlar. Böylece, ezberci bir eğitimin ötesine geçerek, derinlemesine öğrenme için üretim sürecinden faydalanabilirler.